Büşra ÇETİNKAYA/EGEDESONSÖZ – İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi’nin kentteki öğretmen sayısı ile ilgili, “İzmir'de öğretmen fazlalığı var, eksiğimiz yok” sözleri gündem oldu. Yahşi aynı zamanda yılda iki bin öğretmen emekli olurken sayının 500'e düştüğünü söylemişti.
Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Nafiz Ceylan, Yahşi’nin açıklamalarını Egedesonsöz’e değerlendirdi.
ÖĞRETMEN EKSİKLİĞİ HAD SAFHADA
Ceylan, İzmir’de öğretmen fazlalığının olmadığını söyleyerek ücretli öğretmenlerin sayısındaki artışa dikkat çekti. Kadifekale, Gültepe gibi semtlerde öğretmen açığının olduğuna değinen Ceylan, şunları söyledi:
“Öğretmen fazlalığını dile getirmesi yanlış. Türkiye genelinde de İzmir’de de aynı şekilde öğretmen fazlalığı değil eksikliği var. Halen İzmir’de ücretli öğretmen çalıştırılıyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile görüşmelerimizde sınıf öğretmenliği bazında belli yerlerde depo öğretmen fazlalığının olduğunu söylediler. Kadifekale, Gültepe gibi belli kesimlerde sınıf öğretmeni dahil ücretli öğretmen çalıştırıldığı tespitimiz de var. İzmir’de belki birkaç branşta fazlalık olabilir ama öğretmen eksikliği had safhada. Branş bazında düşünülebilir ama genel anlamda öğretmen eksikliğimiz var. Ücretli öğretmenlerin sayısında artış var. İzmir’de hemen hemen her branşta ücretli öğretmenlerimiz var. Öğretmen açığının olmaması, boş dersin olmaması anlamına gelerek konuşuyor, bilemiyoruz. İzmir’de öğretmen açığı yok demek yanlıştır. Öğretmen eksikliğini de, ücretli öğretmen çalıştırılmasından dolayı biliyoruz. Ücretli öğretmenler yerine kadrolu öğretmen atamaları yapılmalıdır”
ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERLE TASARRUF ETMEYE ÇALIŞIYORLAR
En az 80 bin öğretmen atamasının yapılması gerektiğini ifade eden Ceylan, “Milli Eğitim Bakanlığı bu yıl 20 bin öğretmen ataması yapacağını ilan ediyor ama ihtiyacımız olan 80-90 bin öğretmen atamasıdır. Bu dönem atamayı 20 binle kapattılar. Geri kalan kısmın da Eylül ayında ücretli öğretmenlerle kapatılacağı belli. Sistemi öyle işletiyorlar. Kadrolu öğretmene vereceği ücreti, ücretli öğretmene üçte birini veriyor. Bu artık devletin bir politikası haline geldi. Ticarileştirme ve piyasalaştırma adı altında ücretli öğretmenlerin çalıştırılarak ekonomide tasarrufa gidildiği görülüyor. Eğitimde tasarruf yapılmaz. Derslerin boş geçmemesi gerekiyor. Ücretli öğretmenler dönem içerisinde 15 bin lira aldığı ücretle geçinemediği için ayrılmak durumunda kalıyor. Asgari ücretin altında bir ücretle geçinemiyorlar. Atama yapılırken sadece lisans durumlarına bakılarak atama yapılıyor. Birçok öğretmen de bu ücreti az bulduğu için kabul etmiyor. Çünkü kurtarmıyor. Birçok öğretmenimiz bırakıp gidiyor. Yaşam şartlarına göre, insanca yaşayabilecekleri bir ücret verilmiyor. Neden kadrolu atama yapılmıyor sorusuna cevap verilmeli. Atama bekleyen yüz binlerce öğretmen var” şeklinde konuştu.
EMEKLİ OLDUĞUNDA MAAŞIN YÜZDE 60’I YOK OLUYOR
Ceylan, yoksulluk sınırının altında çalışan öğretmenlerin emekliliği ertelediğini söyleyerek “Öğretmenler geçim derdinde. Şu anda yoksulluk sınırlarının altında ücret alıyorlar. Şu anda göreve başlayan yeni bir öğretmenin aldığı maaş 35 bin TL’ye yakın. Bu da ülkemizde bugünkü enflasyona ve yoksulluk sınırına baktığımızda 59 bin liranın altında bir ücretle çalışıyor. Emekli olduğunda bu ücretin yüzde 60’ı yok oluyor. Bugünkü şartlarda aldığı maaşın yüzde 40’ı ile geçinmesi mümkün değil. Birçok emekçi öğretmen kirada kalıyor, yoksulluk artıyor. Emekli olduğunda alacağı 19-20 bin lira ücretle yaşaması mümkün değil. Neden emekli olsun? Emekliliği ertelemek zorunda kalıyorlar. Bu övünülecek değil, utanılacak bir durum. Çocuklarımızı hayata hazırlayan öğretmenler hak ettikleri ücreti almalı” dedi.
EMEKLİLER EKMEK VE ET KUYRUĞUNDA
Öğretmenlerin emekli maaşıyla geçinemeyecekleri için çalışmaya devam ettiğini, ikramiyelerle bir ev bile alamayacağına dikkat çeken Ceylan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Maaşlarına yapılan kesintilerin, taban aylıkların düşük kalması nedeniyle seyyanen verilen zamların bile verilmemiş olması beklentinin çok altında kalan emekli ücreti ile karşı karşıya kalan öğretmenlerin emekli olması mümkün değil. Birçok öğretmen emekli olmaktan vazgeçti. Avrupa’da insanlar emekli olduğunda çok rahat yaşayabiliyorken, gezebiliyorken, turistik gezilere gidiyorken bizim ülkemizde emekli insanlar daha ucuz ne alabilirim diye düşünüyor. Saatlerce ekmek ve et kuyruklarında bekliyor. Elindeki parayı mümkün olduğunca uygun kullanmaya çalışıyor, ay sonunu zor getiriyor.
ALDIKLARI İKRAMİYE İLE BİR EVİN ODASINI BİLE ALAMIYORLAR
Aldıkları ikramiyenin de günümüzde bir anlamı yok. Aldığı ikramiye ile 10 yıllık eski bir araç alabiliyor, 1+1 evi bırakın onun bir odasını bile alamıyor. O zaman bu öğretmen neden emekli olsun? Bu da utanılacak bir durum. Yıllarca emeğinin karşılığını alamayan öğretmenler çalışmaya devam etmek zorunda kalıyor. Bu durum eğitimin kalitesini de etkiliyor olabilir. 65 yaşına gelen bir öğretmenin de sağlık sorunları olabilir. Ekonomik sıkıntıları düşünerek bu sorunlar kafasındayken sınıfa girmesi de bir sorundur. “
GÜNCEL
Sayfa başına git
