GÜNCEL
EGEDESONSÖZ- CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, SonSöz TV’de yayınlanan programda Gazeteci-Yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı. Programın gündeminde 4-5 Kasım’da yapılacak olan CHP Kurultayı vardı.
İMAMOĞLU’NUN DİVAN BAŞKANI OLMASI GERİLİMİ AZALTACAKTIR
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Genel Başkan Kılıçdaroğlu’ndan gelen divan başkanı olma önersini kabul etmesi ile ilgili olarak değerlendirme yapan CHP’li Bakan “Nezaketli bir davranıştır. İmamoğlu değişimin öncüsü isim… Ekrem Bey’in divan başkanlığına davet edilmesi ve kabul etmiş olması gerilimi azaltacaktır. Bu örnek olmalı tüm CHP örgütlerine ve delegelere…” şeklinde konuştu.
CHP’DE SEVİYELİ BİR YARIŞ OLUR
Değişim ekibinden yana tavır koymasının nedenlerinden bahseden Murat Bakan,”CHP, bu ülkenin kurucu partisi... Atatürk’ün ilkelerini amblemine yansıtmış bir parti. CHP’siz bir cumhuriyet düşünülemez. Son seçimde kazanmayı çok arzu etmiştik. Tüm inancımızla, adanmışlığımızla mücadele ettik. Başaramadık. Bundan sonra partide bir özeleştiri süreci başlaması gerekiyordu. Bu süreç yaşanmadığı için partide değişim olması gerektiğini savunuyorum. Genel başkan dahil tüm kadroların, MYK’daki tüm kadroların gençleşmesi ve değişmesi, cumhuriyetin 100’üncü yılına uygun bir kadro oluşması gerekiyor PM'de de... Genel başkanımız ve bazı arkadaşlarımız genel başkanın devam etmesini istiyor. CHP’de seviyeli bir yarış olur. Kimsenin yıpranmadığı, saygı ve sevginin olduğu, tansiyonun yükselmediği bir demokratik yarışla kurultay gerçekleşecek. Ben değişimden yana tavrını açıklayan ilk milletvekiliyim” dedi.
DEĞİŞİM BİR TOPLUMSAL TALEPTİR VE SOKAKTAN GELİYOR
Genel başkan adayı Özgür Özel’in İzmir ziyaretine ilişkin konuşan CHP’li Bakan, “Genel başkan adayımız il örgütümüzü ziyaret edip kongrede zafer kazandığı için il başkanımıza hayırlısı olsun diyecek. Özgür Bey, kurultay delegeleri ile toplantı yapıp sonrasında basınla buluşacak. Gelmek isteyen dostlarımızı yarın 11.00’de bekliyoruz. Ben değişimin bir toplumsal talep olduğunu görüyorum. CHP sadece kurultay delegelerinin değil, cumhuriyet ilkelerini benimseyen herkesin partisidir. Değişim bir toplumsal taleptir ve sokaktan geliyor. Sadece Murat Bakan’ın yada Özgür Özel’in talebi değil. Bu talebin kurultayda karşılık bulacağına inanıyorum. Gittiğim illerde de görüyorum bunu… Sokakta talebe uygun olarak delegasyonumuzun da hareket edeceğini düşünüyorum. Bu delegasyon ile değişim gerçekleşecektir diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
DEĞİŞİM VE MEVCUDUN DEVAMI ARASINDA BİR YARIŞ OLACAK
İstanbul Kongresi’nde değişim ekibinin zafer kazanmasının partideki havayı nasıl etkilediği yönünde gelen soruya yanıt veren Bakan, “Bir yarış olacak, genel başkanımız seçilecek. Sayın Kılıçdaroğlu, genel başkanlığı uzun yıllardır yapıyor, MYK üyelerimiz, belediye başkanlarımız kendilerine destek açıklamaları yaptı. Özgür Beyi de destekleyenler de var. Buradaki yarış parti politikalarında değişim isteyen, sağa açılalım derken partinin içerisine sağcıların gelmesine karşı duran, 6’lı Masa’daki uzlaşma sonucu 38 vekilin sağ partilere verilmesine eleştirel tutum alan, partide anlayış değişikliği isteyen grup ile mevcut statükonun devam etmesini savunanlar arasında geçecek. Değişim ve mevcudun devamı arasında bir yarış olacak. Ben değişimden yana tavır aldım. Kutuplaştırmayı arttıracak davranışlardan kaçınmak gerekiyor. Bunu yapacak siyasetçi olduğunu düşünmüyorum. Karşılıklı saygı ve sevgi çerçevesinde bu kurultayın yıllar sonra konuşulacağını bilerek ve adaylardan birisinin genel başkan olacağını düşünerek partinin, ülkenin yararına hareket etmek lazım” ifadelerini kullandı.
BU SEÇİM BİR MİLATTI
“Neden Kılıçdaroğlu’nun görevde kalması isteniyor?” sorusuna ise Bakan, “bunu onlara sormak gerekir. Ben neden değişimin gerekli olduğunu anlatabilirim. Birçok konuda genel başkanımla birlikte hareket ettim. Değişim bir toplumsal talep… Bu seçim bir milattı… Biz yüzde 48, onlar yüzde 52 aldı diyemeyiz. Yüzde 50 oy laik sisteme, emniyetteki, TSK’daki gerici yapılanmayı ortadan kaldırmak isteyenlere karşı Mustafa Kemal ilkelerine yeniden bağlı kalmak demekti. 48-50 arasındaki fark ülkeyi yönetip yönetmemek demek… Cumhuriyete inanan bir kişiyi cumhurbaşkanı yapıp yapmamak demek. Yani 48 aldık diye kendimizi avutamayız. Şunu da demek anlamsız. Kaybettik ama iktidar topu tüfeğiyle, bürokratları, kamu kaynakları ile seçimi yönetti diyorlar. Ama buna rağmen kazanacağımıza inanıyorduk. Bir an önce özeleştiri yapıp hatalarımızı düzeltip devam etmek için değişim dedim. Bu sorunun cevabını ise onlara sormak gerekir diye düşünüyorum. CHP’nin çok derin ve değerli kadroları var. Kimsenin yeri doldurulamaz değil. Atatürk bugün hayatta değil ama CHP ayakta… Onun eseridir CHP… Bugün CHP’yi yönetenler gider, o kadrolar 10 kere dolar. CHP’nin böyle bir kadro derinliği var. Nitelikli kadınların ve gençlerin daha yoğun olduğu, siyasetten beslenen değil siyasete değer katanlarla yeni bir kadro oluşturmak zorundayız” dedi.
BİZİM İTTİFAK HERKESİN BİRBİRİNE BENZEDİĞİ VE KENDİ KİMLİKLERİNİ KAYBETTİĞİ BİR İTTİFAK HALİNE GELDİ
Mayıs seçimlerinde yapılan ittifak konusunda eksikliklerin ve uyum sorunlarının olduğunu dile getiren CHP’li Bakan, “Düşünsel olarak partinin yeniden altı oka sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Sağ ile ittifak yaptığımız için laiklik konusunda gerekli tavrı alamadık. Bu yüzden TİP, İzmir İkinci Bölge’de 80 bin oy aldı. Tarikat ve cemaatlerle ilgili yeterince sesimiz çıkmadığı için, tarikat ve cemaatler konusunda utangaç olduğumuz için öyle oldu diye düşünüyorum. Sinan Oğan, Atatürk milliyetçisiyim diyerek yüzde 5 oy aldı. Milliyetçilik bizim altı okumuzdan birisidir, hatta en uzun olandır. Ona da sahip çıkma konusunda eksik kaldık. Partinin tekrar ideolojik olarak kendi hattına dönmesi gerekiyor. Sağ ile ittifak yaparken de kendi değerleri ile o ittifakı yapmalıdır. İtalya’da zeytin dalı ittifakı başarılı oldu. Orada partiler kendi kimlikleri ile hareket etti ve başarılı oldular. Ama bizim ittifak, herkesin birbirine benzediği ve kendi kimliklerini kaybettiği bir ittifak haline geldi. O yüzden Saadet’e oy verenler Yeniden Refah’a, İYİ Parti’ye oy verenler Zafer Partisi’ne, CHP’ye oy verenlerin bir kısmı TİP ve başka partilere oy vermeyi tercih etti. Dolayısıyla istenen sonuç çıkmadı. Yani herkes kendi değerleri ile ittifak olmalı. Ortak değerler konusunda uzlaşılmalı. Düşünce özgürlüğü, demokrasi, yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı konusunda uzlaşabiliriz. CHP olarak kendi ilkelerimizden taviz vermemeliyiz. Ben Menzil denilen, holding haline gelmiş bir cemaatin şeyhinin devlet töreni ile uğurlanmasını eleştiriyorum. Tekke ve zaviye kanunu belli... Bunlar vakıflar eliyle bir holdinge dönüşmüşler ve cemaatler kurmuşlar. Şeyh var, zikir törenleri var, tövbe törenlerini izliyoruz, görüyoruz. Bizim ittifak ortağımız olan partilerden DEVA’nın başkanı Ali Babacan ölen şeyh için 'büyük Türk muttasıfı' diye mesaj attı. Babacan ile ben bu noktada uzlaşamam. Benim değerlerim ile onun değerleri çatışıyor. Gelecek Partisi’nin genel başkanı Davutoğlu, Hamas ile ilgili paylaşım yaptı. Hamas’ın terör saldırısındaki hazırlıklarını içeren görüntüleri paylaştı ve övdü. Ben bunu doğru bulmuyorum. Hamas bir terör örgütüdür. İsrail’in yaptığını da devlet terörü olarak görüyorum. Baktığınızda biz uzlaşamayız birçok konuda. Ben kendi ilkelerimden taviz verirsem o ittifakta olmam” açıklamasını yaptı.
“Özgür Özel kazanırsa ne olur?” sorusuna yanıt veren Bakan, “Bir seçim oldu ve kaybedildi. Kazanılacak bir seçimdi. Öfke duyuyoruz diyen insanların yüreklerini soğutacak, geçmişten ders alarak önümüzdeki seçimlere hazırlanacak bir güçlü adım olacak. Yeniden insanlarda umudu ve heyecanı ortaya çıkaracaktır. Dünyada 30’lu yaşlarda başkanları var. Özgür Bey, 49 yaşında deneyimli, güçlü bir politikacıdır. Avrupa’daki gibi bir heyecan yaratacaktır diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
DÜŞÜNCELERİNİ DEĞİŞTİRECEK KURULTAY DELEGELERİ OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM
İzmir delegasyonunda düşüncelerini değiştirecek isimlerin olacağını düşündüğünü söyleyen Bakan, “İzmir’de değişimciler ve genel merkezciler ayrışması olmadı. Dinamikler farklıydı. İzmir’de adaylar değerlendirilirken ben kongrede Sayın Şenol Aslanoğlu’na destek verdim. İl başkanımız genel başkanımıza imza verdi. Ben de kısmet olursa imzamı Özgür Bey’e vereceğim. Ben yerel dinamikleri düşünerek Şenol Bey’i destekledim. İzmir Kongresi’ndeki algı, genel merkez-değişim algısı değildi. İlçe kongrelerinde de bu olmadı. Sürecin sonunda genel merkeze güçlü destek çıktı. Hepimizin düşüncesi değişiyor. Değişim yönündeki toplumsal baskıyı düşünerek düşüncelerini değiştirecek olan kurultay delegeleri olacağını düşünüyorum” açıklamasını yaptı.
KİMSENİN İRADESİNE KARIŞMA HADDİNİ KENDİMDE BULUNMAM
İzmir delegasyonundan ne kadarlık bir fire olabileceği konusunda ise Bakan, “Bunu konuşmak doğru değil. Herkes kendi vicdanına göre oyunu kullanacak. Kurultay delegesinin iradesi en üstü iradedir. Kurultay en üst karar organıdır. Değişmeyen tek şey değişimdir. İnsanların düşünceleri değişebilir. Şu kadar kişi değişimden yana imza verecek ya da 55 kişinin tamamı genel başkana oy verecek biçimde bir değerlendirme yapmam. Kimsenin iradesine karışma haddini kendimde bulunmam. O arkadaşlarımızın iradesi değişebilir, devam edebilir. Takdir kendilerinin. Buradaki toplumsal talebe ve değişim baskısına İzmir’deki delegelerin de kayıtsız kalacağını düşünmüyorum” dedi.
Sayfa başına git
